DENİZLİ’DEN KAZAKİSTAN’A UZANAN BAŞARI ÖYKÜSÜ

2014 yılında Denizli’de kurulan “Asies International” olarak Denizli, Bursa, Uşak ve İstanbul’da ürettirdiği “Lux Home” etiketli yüzlerce çeşit ürünü Kazakistan ve Rusya’daki grup şirketlerinin yanında Avrupa, Balkanlar ve Rusça konuşulan ülkelerdeki satış noktalarına ihraç eden şirket, kısa zamanda ciddi bir ivme kazandı.

“Lux Home” tescilli markasıyla Kazakistan ve Rusya’daki 8 ev tekstili mağazasına bu ay yeni bir halka daha ekleyerek 9 mağazaya ulaşan “Asies International” Şirket kurucusu ve Genel Direktörü Okan Oğuz, büyüme ve satış stratejilerini pandemi süreci ile beraber revize ettiklerini belirterek, “Bu süreci iyi okuyarak aştığımız gün, masamızda yepyeni gündemlerle karşılaşacağız. Bu yeni dünya düzenine şirketini adapte edebilmeyi başarabilenler için çok ciddi fırsatlar oluşacak. Biz de bütün enerjimizi ve bilgi birikimimizi buna seferber etmiş durumdayız” dedi.

Okan Oğuz; “İşadamı kelimesinin sözlük anlamına baktığımızda basiretli davranan şeklinde bir kavram vardır. Hepimiz bu dönemde basiretli davranarak, kesinlikle öngörülemeyecek bu pandemi sürecinin şirketlerimizdeki olumsuz etkisini en aza indirecek önlemler almalı ve krizin yarattığı fırsatları görerek buna göre yepyeni stratejiler oluşturmalıyız. Biz de şirket olarak en büyük sermayemizin, bilgi birikimimiz ve kaliteli insan kaynağımız olduğuna inanarak, bu yeni ekonomi düzenine uygun stratejiler geliştiriyoruz. Yeni normalde sosyal hayatımız değiştiği gibi iş hayatı ve ekonomik düzende de bana göre dünya tarihinde görülmemiş bir değişim başladı. Fuarların ve yüz yüze görüşmelerin yok denecek kadar azaldığı bu dönemde, pazarlama stratejileri açısından yepyeni mecraların oluştuğunu görüyoruz. Bu yeni düzen, kesinlikle küçük ölçekli şirketler için bir fırsat barındırıyor, tanıtım için ciddi miktarda uluslararası fuar bütçesi ayıramayan firmalar, sanal fuarlar ya da yeni tanıtım mecraları ile doğru bir yol haritası çizebilirse, düşük bütçeyle çok ciddi pazarlama faaliyetlerine imza atabilir ve sonuç olarak ürününü satabilir. Dünya dijitalleştikçe, kişisel bazda talep ve istekler değerli hale geldi. Bu da yeni ekonomik düzende ürünün kalitesi ve fiyatının yanında en büyük rekabetin, her müşterinin kendine özel istek ve taleplerini karşılayabilme noktasında olacağına inanıyorum. Bu da butik üretimin, tasarımın ve markanın hiç olmadığı kadar değer kazandığını bize gösteriyor.

Şirket faaliyetleri hakkında bilgi veren Oğuz; “ 2006 yılında aile şirketimizin bünyesindeki Kazakistan Almati merkezli ev tekstili mağazalar zinciri projesinin, fikir sahibi olarak,  projeyi hayata geçiren ekibi kurup, yönlendiren kurucu genel müdürlük görevini üstlendim.  Bu projede birçok başarıya imza atıp, ülkenin en bilinen ev tekstili markası olmayı başardık. 2014 yılından itibaren de aile şirketlerimizden ayrılarak, Denizli merkezli olarak kendi kurduğum şirketimde, bünyesindeki 2017 yılında Kazakistan’da ve 2019 yılında da Rusya’da faaliyetlerine başladığımız grup şirketlerimizle aynı enerji ve heyecanla en iyiye ulaşmak için arkadaşlarımızla beraber çalışmaya devam ediyoruz.

Yaklaşık 15 yıldır, tüm çalışma arkadaşlarımla beraber, ev tekstili mağazacılığı, marka konumlandırmasına kafa yoran ve buna emek veren biri olarak, fiziksel mağazacılığın en az 10 yıl daha düşmeyen bir trendde ilgi göreceğine inanıyordum. Hiçbirimizin öngöremediği bu pandemi süreci ile beraber tamamen yok olmasa da fiziksel mağazalara olan ilginin azalacağını görmek çok da zor değil. Bunun yanında krizin fırsat olan tarafını da değerlendirerek büyüme stratejimizi revize etsek de yeni mağazalar açma konusunda cesur davranacağız. Farklı satış kanalları ile satışlarımıza her koşulda devam ettik, etmeye de devam ediyoruz. Üçüncü çeyrek sonuna baktığımızda Pandemiye rağmen bu yıl şirket olarak satış küçülmesi olmayacağını görüyoruz. Kitabı tersten okumaya devam edeceğiz, yeni olan her şeyin içinde olacağız, sürekli yeniye ayak uydurabilmek için bütün ekibimizle beraber enerjimizi harcamaya devam edeceğiz. Gelecek için kesinlikle karamsar değilim ancak, bu süreçte maalesef firmasının finansman yapısını doğru şekilde yönetemeyen, doğru stratejiler üretemeyen, zamanında doğru kararlar alamayan, kötü günde değil, iyi günde dahi insan kaynağına yatırım yapmayı anlamsız gören yöneticilerin şirketlerini çok daha zor günler bekliyor olacak. Tabi ki bu istenen bir şey değil ama doğa, hastalıklarla doğal seleksiyonu sağladığı gibi, ekonomiler de krizlerle kendi seleksiyonunu sağlar.  Malum fizik boşluk kabul etmez, ihtiyaç ve talep oldukça ekonomideki boşluk da dolacak, kaynakların ve enerjinin basiretsiz yöneticilerin elinde israfa dönüşmesine de ekonominin kendi işleyişi izin vermeyecektir. “

Denizli özelinde tekstil ve marka konularına değinen Oğuz, “ Marka her firmanın ajandasındaki en önemli gündem maddelerinden biri. Ancak doğru şekilde konumlandırılamayan marka maalesef logo olmaktan öteye geçemiyor. Kesinlikle perakende olmadan marka olunamayacağına inanıyorum. Bunun yanında üreticiden de mağazacı olamayacağına inanıyorum. Çünkü her ikisi birbirinin bir şekilde ters kutbu, hatta rakibi olan iki farklı odak. Üretici en verimli, en düşük maliyetli üretimi hedeflerken, mağazacı en hızlı teslimatı, en uygun fiyatlıyı hedefler, bu iki yapıyı aynı çatı altında dengeleyebilmek mümkün değil.”

Kazakistan’da 6 yıl yaşadığını ve bölge ile ilgili ciddi bir bilgi birikimine ulaştığına değinen Oğuz “Kazakistan, benim için ikinci vatan. Bizler için kesinlikle soydaşlıktan gelen bir çekicilik, kardeşlik hukuku var ama benim kariyerimde, sosyal hayatımda çok özel bir yere sahip, o yüzden Türkiye’nin ekonomisi ve diğer bütün yönleriyle güçlü olmasını istediğim kadar, Kazakistan için de aynı düşünceler içerisindeyim.  Kazakistan, bağımsızlığını henüz 30 yıl önce kazanmış genç bir ülke olmasına rağmen, bu kısa zamanda ciddi reformlar yapmış bir ülke. Kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in vizyonu ve güçlü liderliği ve yetiştirdiği genç yöneticileri ile birçok konuda diğer BDT ülkelerinden açık ara önde durumda. Uluslararası hukuk kurallarına uyum reformları ile  yatırım güvenliği konusunda çok ciddi adımlar atarak, bununla beraber yatırımlara verilen ciddi destekler sayesinde çok ciddi yabancı yatırımcıyı ülkeye çekme başarısı sergilendi. Kazakistan Asya’nın parlayan yıldızı olarak, bölgenin yatırım dolayısıyla üretim üssü olmaya çok da uzak değil. Her vatansever gibi ülkemizde taş üzerine taş koyanı her bireyin desteklemesi gerektiği gibi aynı şekilde ikinci vatanım dediğim Kazakistan ekonomisine katkı ve istihdam sağlayacak her proje için, rakibim dahi olsa bildiğim tüm bilgileri aktarmaya hazır olduğumu belirtmek isterim.”